SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar

TAHARE BAHSİ

<< 232 >>

DEVAM: 4- ABDEST ALMANIN VE ARDINDAN NAMAZ KILMANIN FAZiLETİ BABI

 

12 - (232) حدثنا هارون بن سعيد الأيلي. حدثنا ابن وهب. قال: وأخبرني مخرمة بن بكير عن أبيه، عن حمران مولى عثمان؛ قال: توضأ عثمان بن عفان يوما وضوءا حسنا. ثم قال: رأيت رسول الله صلى الله عليه وسلم توضأ فأحسن الوضوء. ثم قال "من توضأ هكذا. ثم خرج إلى المسجد لا ينهزه إلا الصلاة. غفر له ما خلا من ذنبه".

 

[:-547-:] Bize Harun b. Sa'id el-Eyli rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbni Vehb rivayet etti. Dedi ki: Bana Mahremetü'bnü Bükeyr, babasından, o da Osman'ın azadlısı Humran'dan naklen haber verdi. Humran dedi ki:

 

Osman b. Affan bir gün güzel bir abdest aldıktan sonra: Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i güzel bir şekilde abdest alırken gördüm, dedi. Sonra da: "Kim bu şekilde abdest alır sonra da namazın dışında başka bir şeyonu harekete geçirmeksizin mescide çıkıp giderse onun geçmiş günahları bağışlahır" buyurdu.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 9787

 

NEVEVİ ŞERHİ: "Namazdan başka onu bir şey harekete geçirmezse" namazın dışında hiçbir şeyonu itmez, yerinden kaldırtmaz ve harekete geçmesine sebep olmazsa demektir. Dilciler der ki: "Neheze" fiili itmek demektir. "Neheze ra'seh: Başını hareket ettirdi" anlamındadır.

Hadis-i şerifte itaatlerde ihlaslı olmak ve itaatlerin katıksız yüce Allah için yapılması teşvik edilmektedir. Allah en iyi bilendir. (3/116)

 

 

DAVUDOĞLU AÇIKLAMA: Bu hadisteki «Yen hezu» fiilini bazıları «Yünhizu» şeklinde rivayet etmişsede «El-Metali'» sahibi bunun hata olduğunu söylemiş sonra: «Bunun bir lugât olduğunu söyliyenlerde vardır demiştir.».Her iki rivayete göre kelimenin mânası: «Hareket ettirmek» demektir. Hadis-i şerif ibadet ve taatlarda ihlâs ve samimiyete teşvik etmektedir.

 

 

13 - (232) وحدثني أبو الطاهر ويونس بن عبدالأعلى. قالا: أخبرنا عبدالله بن وهب عن عمرو بن الحارث؛ أن الحكيم ابن عبدالله القرشي حدثه ؛ إن نافع بن جبير وعبدالله بن أبي سلمة حدثاه؛ إن معاذ بن عبدالرحمن حدثهما عن حمران مولى عثمان بن عفان، عن عثمان بن عفان؛ قال: سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول:  "من توضأ للصلاة فأسبغ الوضوء. ثم مشى إلى الصلاة المكتوبة. فصلاها مع الناس. أو مع الجماعة. أو في المسجد. غفر الله له ذنوبه".

 

[:-548-:] Bana Ebu't-Tahir ve Yunus b. Abdula'la tahdis edip dediler ki: Bize Abdullah b. Vehb'in, Amr b. el-Haris'den bildirdiğine göre Hukeym b. Abdullah el-Kuraşı kendisine şunu tahdis etmiştir: Nafi' b. Cubeyr ile Abdullah b. Ebi Seleme'nin kendisine tahdis ettiklerine göre Muaz b. Abdurrahman her ikisine Osman b. Aftan'ın azatlısı Humran'dan tahdis etti. 0, Osman b. Aftan'dan şöyle dediğini nakletli: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken dinledim:

 

"Kim namaz için abdest alıp da abdest organlarını iyice yıkadıktan sonra farz namaza (kılmak için) yürüyüp gider, onu insanlarla beraber -yahut cemaatle birlikte ya da mescitte- kılarsa Allah ona günahlarını bağışlar. "

 

Diğer tahric: Buhari, 6433; Nesai, 855; Tuhfetu'I-Eşraf, 9597

 

NEVEVİ ŞERHİ: "el-Hukeym b. Abdullah el-Kuraşi'nin kendisine tahdis ettiğine göre ... " Bu isnadta el-Hukeym, Nafi' b. Cubeyr, Muaz ve Umran bir arada yer almaktadır.

 

 

DAVUDOĞLU AÇIKLAMA: Burada Hafız İbni Hacer şunları söylemiştir: «Hâsılı Humran, Hz. Osman'dan iki hadis rivayet etmiştir. Bunların birisi namazda bir şey hatırına getirmemekle mukayyet olan iki rekât namaz; diğeri bu kayıddan hâlu bulunan farz namaz, yahud cemaatle namaz hakkmdadır.> Hadis-i Şerif mâna itibariyle yukarıkiler gibidir.